Bugün kapalıyız. Kapalı olmamız şöyle istediğimiz saate kadar yatmamız anlamına gelmiyor. Çalışanlar için istirahat günü ama bizim fırsat günümüz. Sabah yine bana göre erken, eşime göre geç saatte kalktım ve birlikte yaylaya çıktık. Ben ambara kaldırdığımız döküm sobanın değişecek parçalarını arabanın arkasına yüklerken eşim cuma günü için gerekli malzemeleri ayarlıyor. Zeytin'e bakıyorum, ona biraz yemek hazırlasam iyi olacak.
Eşimi taş olmayan evde bırakıp oğlumu alıyor ve İzmir yollarına düşüyoruz. Arabayı oğlum kullanıyor. İlk hedefimiz sobayı aldığımız yer. Yoğun bir trafik var bugün. Bulabilirsek Boyner'den aldığımız tabak takımlarından alacağız. Optimum'a sapıyoruz. Optimum'da Boyner olmadığını konuşmuş olmamıza rağmen bilinmez bir kuvvet bizi atıyor buraya. Boşu boşuna zaman kaybediyoruz. Kafam dalgın biraz. Dün gece iyi uyku uyumadığımdan sanırım.
Karabağlar'da Paşaköprüsü Mezarlığı girişinin karşısında şömineciye geliyoruz. Boruları bırakıyor, beklediğimiz değişiklikleri bir kez de Hasan Beyin kız kardeşine anlatıyorum. Redüksiyon hazır değilmiş henüz. Bugüne yetiştirmeye çalışacaklarmış. Oradan ayrıldıktan sonra aklıma düz borunun yedi santim kısaltılması gerektiği geliyor aklıma. Telefon edip söylüyorum. Bugün yetişmesi mümkün değil diyor hanımefendi. Hazır olunca haber verecekler.
Kızımı arıyorum. Onunla buluşuyoruz. Boyner'de aradıklarımızı bulma olasılığımızın fazla olmadığını düşünüp Gıda Çarşısından ilave tabak çanak alıyorum. Doğrusu önce Balçova tarafındaki Boyner'den başlamak iken farkında olmadan Gıda Çarşısına yönelmişim. O kadar ikaz ettiğim halde kapı önünde izmaritler görüyorum. Bir ihtimal Aşkın Şef farkında olmadan atıyor bunları. Belki faydası olur diye dış mekan için bir sigara küllüğü alıyorum.
Gıda çarşısından çıkıp sahil yolu boyunca Balçova tarafına doğru yol alıyoruz. Sahil boyunca raylı ulaşım inşaatı devam ediyor. Trafik yer yer tıkanıyor bu yüzden. Kipa'nın yer altı otoparkına koyuyoruz arabaya. Boyner'de aradığımızı bulamıyoruz. İki kardeş bir olup beni bir güzel giydiriyorlar. Kipa'ya giriyoruz. Kızımın önerisiyle yemeği burada yiyoruz. Uzun zamandır yemediğim patlıcan musakka alıyorum. Yanında pirinç pilavı ve yoğurt. Ne de özlemişim. Suyuna bandırıp ekmek yediğim nadir yemeklerden biridir musakka. Üniversite bitene kadar ağzına patlıcan koymayan ben geçmiş yılların acısını çıkartıyorum sanki.
Zaman olsa kızıma bisiklete binmeyi teklif edeceğim. Akşam arkadaşım Ali'lere misafirliğe gideceğiz. Ondan önce dönüş yolunda Gaziemir Metro'ya uğramak zorundayız. Kipa'dan çıkıp kızımı evine bırakıyorum. O arabasını alıp Gaziemir'e gelecek, orada yeniden buluşacağız. Halis köy tereyağı ve köy salçası aldığımız yere uğruyoruz. Fiyatları arttırmış. Ama sattığı ürünler nefis ve gerçekten başka yerde bulunmaz cinsten. Kalite ve lezzet söz konusu olunca fiyat yüksek de olsa kabullenip alacaklarımı alıyorum. Navigasyonu kurup Hatay trafiğine girmeden Eski İzmir yolu üzerinden Gaziemir'e çıkıyorum. Kızımla buluşup Metro'ya uğruyoruz. Zaman hızlı geçiyor. Metro alışverişimizi seri bir şekilde tamamlayıp dönüş yoluna atıyoruz kendimizi.
Eşim bütün gününü vermiş hazırlığa. Hemen çıkıyoruz yola. Ali'lerin oturduğu sokağı biliyorum, kapı numarasını da öğrenmiştim. Kolaylıkla buluyoruz evlerini. Geç vakte kadar oturuyor sohbet ediyoruz. Zaman su gibi akıyor. Eşim bazen arkadaşlarımın eşleri ile çok iyi anlaşır. Sonra benim arkadaşımla olan arkadaşlığım bile gölgede kalır yanında. Gidişat onu gösteriyor ki yine öyle olacak.
Geç vakit dönüyoruz evimize. Bir gün daha geçiyor, böylece.