KATEGORİLER

8 Mart 2016 Salı

08/03/2016 Salı, Tire

Kadir'e telefon ettim ve onun kendi bahçesinde çalıştığını öğrendim. Yarın sabah kalıpları söktükten sonra birlikte kuru ve budanmış ağaç dallarını kesip istifleyeceğiz. Böylelikle bahçenin içi biraz dağınıklıktan kurtulmuş olacak. Yakup Usta, bahçesindeki incir ağaçlarını budayacağı için gelmeyeceğini dünden söylemişti. Ben de çalışma olmadığı için çıkmadım bugün yaylaya.

Salı pazarına uğradım enginar almak için. Otlar boldu bu hafta ama domates pahalanmış. Pahalanmış dediğim iki buçuk liraya çıkmış. Dün evin yakılarında kurulan pazardan iri salkım domatesin kilosunu bir buçuk liradan almıştım. Geçen hafta Migros'ta bile bir buçuk liraydı. Rusya nedeniyle ticari dengeler bozulunca olan üreticiye oluyor işte. Sarmaşık boldu ama satıcılar anlaşmış gibi.her yerde dört lira demeti.

Bugün, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü. Bu özel günde partili, partisiz herkes bir şeyler yapmaya çalışıyor. TV kanalları günün anlam ve önemini hatırlatan programlar sunarken bazı kuruluşlar kadınlara çiçek dağıtmayı uygun görüyor. Kutlama günü mü, yoksa anma günü mü bu? Kanaatimce anma ve anımsatma günü olmalı bugün. Çiçeklere kanmamalı kadınlar. Hemcinslerine yapılan eziyetleri unutturmamalı, kadın erkek eşitliğinde ülkemizin dünyadaki yerini göstermeli kör gözlere. Sadece erkekleri değil belki daha fazla kadınları eğitmeli. Açık açık sorabilmeli insanlara, saç telinden hangi sapık fikirlerle tahrik olabildiklerini, neden erkeğin değil de  kadının saç telinin tahrik ettiğini.

Sorabilmeli kadınlar, nüfusun yarısına sahip olmalarına rağmen niçin mecliste % 14,5 oy oranı ile temsil edildiklerini. Birlik olmalı kadınlar, eşitlik sağlanana kadar oylarını erkek adaylara vermemeli. Belediye meclislerinde de parti meclislerinde de.

Şiddete maruz kalmışsa, devlet sahip çıkmalı kadınlara. En ağır cezalar verilmeli ibret olsun diye. Kadını koruyamayan devletin sorumlularını deşifre etmeli, yaptıkları ihmal ve haksızlıkların bedelini ödetmeli. Kızların çocuk yaşta evlendirilmemeleri için en sert tedbirleri alınmalı. Tecavüzün hafifletici unsurları yok edilmeli, buna karışanlar en büyük insanlık suçunu işlemişler gibi cezalandırılmalı.

Kadın çalışmalı, hayata karışmalı, evine kapanmamalı. Kadın, ekonomik özgürlüğüne kavuşmalı, herkesin önünde başı dik durmalı. Eşiyle birlikte büyütmeli çocuklarını. "Erkek çalışacak eve ekmek getirecek, kadın evde yemek yapıp çocuk büyütecek" klişesinden uzaklaşmalı, onurlu bir hayat sürmek istiyorsa eğer.

Kadın, Atatürk'ün sayesinde kendine verilen hakların kıymetini bilmeli. Çağdaş olmalı, giyimiyle kuşamıyla, arkasından değil erkeğin yanında yürümeli.

Kısaca kadın, kadınlığından önce insan olduğunun farkına varmalı. Erkek kadar özgür olmalı, yapmak istediği her işi yapabilmeli, önüne konulan engelleri kaldırmasını bilmeli. Bütün bunları yaparken yalnız olmamalı, aynı düşünceleri paylaşan karşı cinslerini de yanına almalı. Onlarla birlikte, omuz omuza mücadele etmeli.

2 yorum: