KATEGORİLER

23 Ocak 2016 Cumartesi

23/01/2016 Cumartesi, Tire

Düne göre soğuk bir hava. Çalışma var diye erkenden kalktım. Yaylaya vardığımda benden önce gelen Yakup Usta ve Kadir bahçe kapısını açmışlardı. Her ikisi de ağır bir gripten yeni çıkmışlar. Bu yüzden hiç birimizin beklemediği bu soğuk hiç iyi gelmeyecekti onlara.  Yakup Usta, soğuktan dolayı eşik betonunu tamamlar tamamlamaz işi paydos ederiz dedi. Keşke dedim, keşke onu bitirsek en azından.

Kadir biraz ısınırız diye hemen ateş yakmaya koyuldu bahçe girişine. Yakup Usta ile birlikte binaya doğru yürüdük. Havuzdan su aktaracağımız kalın hortumu kullanabilecek miyiz? Eğer içinde su kaldıysa donmuştur kesin. Traktörcü Mehmet'i arasam mı ki? Nereden bakarsan bak yine bir saati bulur çakıl getirmesi. Yakup Ustayı çalışmaya niyetli görüp çevirdim Mehmet'in numarasını daha fazla gecikmeden. Telefon uzun uzun çaldı ama cevap veren olmadı. Bana geri döneceğini bildiğimden ikinci kez aramadım.

Aşağıdan kalasları söküp kapıya götürmesinde kendisine yardımcı olması için Kadir'e seslenen Yakup Usta, ona sesini duyuramadı. Neden sonra ustasının sesini duyan Kadir, kalasları taşımadan önce, kapısını açtığım taş evden aldığı malzemeleri bahçe girişine taşıdı.

Malzemeler taşınırken çalan telefonuma baktığımda Traktörcü Mehmet'in aradığını gördüm. Ona beton için acilen çakıl ve çimento getirmesini söyledim.

Bugün bahçenin girişindeki çelik kapının eşik betonu dökülecekti. Ekip kalasları getirdikten sonra kalıp kurmaya başladılar, soğuk havaya rağmen. İş başında dikilirken komşularımızdan Tahsin, yanında tanımadığım başka biriyle çıktı ortaya aniden, Tire'den geliyorlarmış, geçerken uğramışlar. İçeri buyur ederek taş binayı gezdirdim. İnşaatın çatısı kapatmış,  doğramaları ve camları takılmış halde ilk kez görüyorlardı. Çok beğendiler. Onlar ayrılmadan önce traktörün sesi duyuldu.

Traktör kapının önüne yanaştı. İşçiler çimento torbalarını indirdikten sonra çakılı uygun bir yere boşalttılar. Yakup Usta, yukarı çıkardığı kalın hortumun içinin buz tuttuğunu ve onun bu şekilde kullanamayacaklarını, ancak bir müddet sonra buzun eriyebileceğini söyledi. 

Azalara imzalatacağım kağıtları yanıma almıştım.İşçilerin başında beklememe gerek yok bu soğukta. Nihat dayıyı aramış, yukarı geleceğini öğrenmiştim. Az sonra pikabıyla bahçesinin önüne geldi. Köpek ve tavukları bakmak ve onları beslemek için her gün gelmek zorunda olduğunu söylemişti bana.. Hemen yanına gidip köy meclisinin bir azası olması münasebetiyle ona belgeleri imzalattım. Yanından ayrılmadan diğer azalardan biri olan Bekçi Ahmet'i aradım. Evdeymiş. "Sana işim düştü, hemen köye iniyorum." dedim.
Köye vardığımda beni bekliyordu. Onun da imzasını alınca çiftçi belgelerim eksiksiz tamamlanmış oldu. Kısa zaman sonra vesikalı çiftçi olacağım, yaşasın. Bir bu eksik kalmıştı zaten.

Size sorarım ne yapılır bu soğukta? Ben doğruca eve varıp eşimle güzel bir film seyrettik. Ünlü Rus yazar Dostoyevski'nin aynı adlı romanından uyarlanan eski bir film,  "Karamazov Kardeşler". Filmin başrolünde Yul Brynner'ın oynaması hoş bir sürpriz oldu. "Kral ve Ben" dizisini hatırlattı bize.

Az önce Umman'dan Mustafa Bey aradı. Fırat'tan çok memnunmuş herkes. Güzel şeyler söyledi onun için, gururlandım doğrusu. Dört ay sonra Kalite Kontrol bölümüne transfer olacakmış. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder